• https://www.facebook.com/susehrihaber.net
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905423236482
  • https://www.twitter.com/susehrihaber1
  • https://www.instagram.com/susehrihaber
  • https://www.youtube.com/susehripolatderesi

SUŞEHRİ HABER- Doğru ve objektif haber -                                 

                  Oysa insan gitiği her yerde kendinden bir parça arar,bulursa sıla olur,bulmazsa gurbet...

Bayrak                                                                                                                                                                           

Ana Menü
Site Haritası
Youtube Sayfamız

 

Kültür

Suşehri’nde kültürel yapıyı etkileyen en önemli faktörlerden biri coğrafi konumdur. Karadeniz Bölgesinde yer alması nedeniyle Sivas'a özgü halk oyunları ve klarnet yerine Suşehri'nde KemençeZurna ve Horon kültürü vardır.

Çok yakın zamana kadar ilçede kemençe yapımcıları, icracıları ve tulum sanatçılarına çok sık rastlanmaktaydı. Tulum kültürü bu bölgelerde yok olmak üzeredir.

Halk oyunlarında en çok tercih edilenler; SiksaraDüz HoronDik Horon, İki Ayak Horon, Temurağa Horonu, AlaşağıGüzeller Horonudur.

Sivas yöresine ait yeminler, dualar, beddualar,
  atasözleri, bilmeceler ve deyimler

Yeminler

1- İnandırmak için;

– Ekmek çarpsın ki

– Işığa kör bakayım ki

– İki gözüm çıksın

– Kur’an’a el basayım

– İki gözün önüme aksın

– Mus’ab çarpsınki

– Yavrumun hayrını görmeyeyim

– Falanca ile zina edeyim

– Eve gitmek nasip olmasın

2- Sır Almak için;

– Allahını seversen

– Allah aşkına

– Peygamberin hakkına

– Allah lillah aşkına

– Allahını seversen söyle

– Sevdiğinin başı için

– Sevdiklerine kavuşmayasın

– Babanın canı ananın başı için

– Benim hatırım için

 

3- Sır Verdirmemek için;

– Çocuklarının ölüsünü öpesin

– Oğlunun kızının ölüsünü öpesin

– Ölmüşlerinin etini yiyesin

– Kıldığın tuttuğun elin olsun

Dualarımız:

– Allah seni yüzseksenbeş yaşına kadar kocaltsın. (Musa Peygamberin 185 yaşında öldüğüne inanılır.)

– Son beşiğim altın eşiğim.

– Allah İmandan kur’an’dan ayırmasın

– Allah ne muradın varsa onu versin.

– Allah görünmez kazalardan esirgesin.

– Allah tuttuğunu altın etsin.

– Sofrana Halil İbrahim bereketi dolsun.

– Yerin durağın cennet olsun.

– Kötü talih kapını çalmasın inşallah.

– Hızır yoldaşın olsun.

Beddualarımız:

– Allah seni yok eder inşallah

– Allah seni yerin dibine sokar inşallah

– Allah karaltını kaldırır inşallah

– Allah cızırtını vere

– Atlar kuyruğunda gidesin inşallah

– Ölmeyesinde sürüm sürüm sürünesin

– Babasının gözünü yılanlar vura

– Boynu altında kalsın

– Anan baban derine gide

– Boyu devrilesica

– Çatında budunda kala inşallah

– Doğmaz olaydın

– Eskin eskine kalmaz inşallah

– Karaltın kalkar inşallah

– Gidişin ola da dönüşün olmaya

– Son gittiğin olur inşallah

– Ömrün kesilasıca

– Yerde yaşayasıca

– Yerde oturasıca

– Oyunun ola koyunun olmaya

– Koyunun ola konun (ağıl) olmaya

– Konun ola da koyunun olmaya

– Allah tavuğumu çalının çırnağı gözüne batsın, tüyü yüzünde bitsin

– Allah belanı versin

– Allah canın alsın

– Ocağın sönsün

– Adı bilinmedik derde düşesin

– Gidişin olsunda gelişin olmasın

– Her nefesde döşünden sızı gelsin

– Aşından ekmek çıksın

– İyi nimetlere perhiz tutasın

– Yavrunu bağrına bastığın zaman kuçağında taş göresin

– Damı çökesice

– Ocağı batasıca

– Bugünler de mazarını kazsınlar

– Döşekte uzanıp ölmeyesin

– Kazancın ilaçlara yetmesin

– Ömrün uzun olsun dert ile yaşa

 

Ayrıca beddua görünümünde olup da beddua olmayan sözlerde vardır.

 Bunlara ters beddua denilmektedir. Şöyle ki ;

– Çekilsin damarın kanın kurusun

– Yastık yoldaşınla ihtiyar olma

– Davulu önünde gidasıca

– Cuma günü ölesıce

– Allah cezanı alsın

– Ölü kargalar gözünü oysun

– Göçmüş duvar üstüne yıkılsın

– Susuz, derelerde boğulasın

Deyimler

Acısını çıkarmak

 Adamlığı öğrenmek.

 Ağırdan almak

 Ağzını toplamak.

 Aklına koymak

 Ayakkabı dar olunca, dünya geniş olmuş, ne fayda?

 Bit yeniği

 Burnu sürtülmek

 Cereme çekmek.

 Çırasını yakmak.

 Çizme rafa çıkmış ama, ne muştalar yemiş.

Dâvâ çalmak

 Değirmen sele gitmiş sen şakşağını arıyorsun.

 Eliyle etmek

 Eşeğe gücü yetmez, palanını (semerini) döver.

 Ezel yemez idim bal ile kaymak şimdi tablalardan keşkapan oldum.

 Gafil avlanmak

 Gelin oyunu sever, düğün mahana (bahane).

 Gelin de severdi gülüp oynamayı bahtından güvey de çalgıcı çıktı.

Gönlü olmak

 Günahını almak

 Hatır yıkmak

İçi açılmak

İflahı kesilmek

İnadım inat, kör Murat.

İssisi (sahibi) veriyor da tellalı vermiyor.

 Karış vermek: (Beddua etmek)

 Kirli çıkı

Küsen yatağını ayrı sersin.

 Lokman Hekim gelse çare bulunmaz.

 Mescidin içi dururken dışı haramdır.

 Nefis körlemek

 Nuh der peygamber demez.

 Ocağı kül olmak

 Ölür müsün, öldürür müsün ?

 Para delisi

 Püsküllü belâ

 Sarmısağı gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış

Sulu göz

 Surat etmek

Şafak attı

 Şeytan kulağına kurşun

 Taşa tutmak

 Un ufak etmek

 Üst başa geçmek

 Vergili el

 Verip veriştirmek

 Vursan ölür, vurmasan kısmetini elinden alır.

 Yağlı ballı olmak

 Yan çizmek

 Yedi canlı

Yüze gülmek

Bilmeceler

Alaca karga, bulaca karga, içi dolu kavurga ? (nar)

 Altı odunluk, üstü unluk ? (iğde)

 Anası su, babası taş, yedi âleme baş ? (tuz)

 Avcuma sığar, ambara sığmaz ? (övendire)

 Bahası büyük, yükü yeğnik ? (altın)

 Bir küçücük fıçım var, iki türlü su yutar ? (yumurta)

 Bir tencerem var kapaklı, etrafı saçaklı ? (göz)

 Bir yorganım var, toprağı tutar denizi tutmaz ? (kar)

 Burdan attım kılıcı, halep’te oynar bir ucu ? (şimşek)

 Çalı dibinde mum yanar ? (tavşan)

 Çıt demeden çalıya geçti ? (güneş ışığı)

Dağ başında kara papak. (keçi)

 Elemez melemez, ocak başına gelemez, gelse de duramaz ? (yağ)

Etten kantar, altın tartar ? (kulak-küpe)

 Ey milidi milidi, dış kapının kilidi, yatsıdan sonra bize gelen kim idi ? (uyku)

 Ey yurtlar yüce yurtlar, yusuf’u yiyen kurtlar, tırnağından su içer, tepesinden yumurtlar ? (buğday)

İki küçük mil taşı, dolanır dağı taşı ? (göz)

 Kabuğu var içi yok, sopa yer suçu yok ? (davul)

 Kat kattır ama katmer değil, kırmızıdır ama elma değil, yenir ama meyva değil? (soğan)

 Kokusu var gül değil, toz gibi ama kül değil, dağı taşı devirir dev değil ? (barut)

 Oniki oğlu, dört kızı var ? (yıl)

 Uçar kuş değil, karadır taş değil ? (tıstan böceği)

 Dağda tapılar

 suda çıpılar

 arşın ayaklı

burma bıyıklı ? (balta, balık, leylek, tavşan)

 Kuyu, kuyunun içinde suyu

 suyunun içinde yılan

 yılanın ağzında mercan ? (gazlambası, gazyağı, fitil, ateş)

Keser sapı

kol, el, parmak, tırnaklar.)

 Gara dağ

Gara dağın altında kalem dağ

Kalem dağın altında ışıldar

 Işıldarın altında mışıldar

 Mışıldarın altında bir torba kıl ?

 (saç, baş, göz, burun, bıyık, sakal)

Ata Sözleri

Acı (yiti) sirke küpüne zarar verir.

 Bakan göze yasak olmaz.

 Çıkacak cana ceza olmaz.

 Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz. (iki aile bir arada barınamaz)

 Deli dağdan, aşık sudan, akıllı yeşillikten hoşlanır.

 Eken biçer, konan göçer, cennetin kapısını cömertler açar.

 El karnı ağrıyınca kara donu giydirir.

 El yumruğunu bilmeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır.

 En kötü koca bir dağdan iyi gölge verir.

 Gavur içinde din artmaz, yoksul içinde mal artmaz.

 Gönül halden bilmez, Erciyes’ten kar ister.

 Gurbette öğünmekle hamamda türkü söylemek kolaydır.

 Hak doğrunun yardımcısıdır, arşa çıkıncaya kadar.

 Hançer yarası geçer de dil yarası geçmez.

 Huylu huyundan vazgeçmez, ya öle, ya gebere.

 İşine (sanatına) hor bakan, boğazına torba takar.

 İtinen (itle) yatan bitle kalkar.

 Kadındır adamı deli eder, kadındır deliyi adam eder.

 Kadının yüklendiği göç şuraya varmaz.

 Kaynanalı gelin hatun gelin, kaynanasız gelin natır gelin (dir).

 Kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü (olur).

 Kılıç kınını kesmez.

 Leyleğin ömrü lak lakla geçer.

 Mal biter malamatlık bitmez.

 Mart ayı dert ayı (dır).

 Meyvalı ağacı taşlarlar.

 Nasibi kesilen itin kurban bayramı arifesinde ayağı kırılır.

 Ne ekersen onu biçersin

 Nerde kazan kaynar orda maymun oynar.

 Oğlan anasını, inek danasını bilir.

 Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar.

 Paralı adamdan dağlar da korkar.

 Rahat koyun yerinden oynamaz.

 Rüzgâr eken fırtına biçer.

 Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.

 Sağırın oğlu ağlamaz.

 Su aktığı yere yine akar

Şalgam suya düşünce yağ oldum sanır.

 Toprağı işleyen, ekmeği dişler.

 Yenenle yanana dağ bile dayanmaz.

 Zülm ile âbâd olanın, ömrü berbat olur.

 
Ağustostan sonra ekilen darıdan

 Bal vermeyen arıdan

 Kocasından sonra kalkan karıdan

 Haram kazanılan paradan

 Kimseye hayır gelmez

 
Allahümme ferden

 Sakın kelden körden

İlle topaldan ille topaldan

 
 Altundan kupa olsa, susuz çeşmeden dolmaz

 Yiğit ne kadar mert olsa, düşenin dostu olmaz

 Ananın ilki olmaktansa dağlarda tilki ol.


 Aslı paktan kemlik gelmez şek

 Katıra güvenme babası eşek

 

Ayağını sıcak tut başını serin

 Kendine bir iş tut düşünme derin.

 
Deh demeden giden at

 Buyurmadan gören evlat

 Eve girince gülen avrat

 Gir oyna çok oyna.

 
Deh demeden gitmeyen at

 Buyurmadan görmeyen evlat

 Eve girince gülmeyen avrat

 Gir ağla, çık ağla.

 
Dostun sofrasında ben yemem deme, elin gitsin gelsin yemesen de.

 Dur dur durmuşa var

 Askerden gelmişe var

 Karısı ölene var

 Kıymetini bilene var (Kıymetini bilenle evlen)

 
El oğlu hilebazdır kimse bilmez fendini

 Her kime iyilik edersen sakın ondan kendini.

 
Ev yapayım dersen himinden (temelinden) başla

 Zengin olayım dersen durmadan işle

 Fakir olayım dersen uykuya başla

 Uyku seni bir kenara götürür.

 
Geçme muhannet köprüsünden koy aparsın su seni

 Yatma tilki gölgesinde koy yesin aslan seni.


 Irmak kenarında ev yapma sel için

 Dağ başında harman yapma yel için

 Kocalıkta genç karı alma el için.

 Önce deveni bağla, sonra tevekkül et.

 
Sev seni seveni, yer ile yeksân ise

 Sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise


 Söz bilirsen söyle ibret alsınlar

 Söz bilmezsen sus ki adam sansınlar.

 
Tarlada ekinim var deme ambara girmeyince

 Hayırlı evladım var deme el koynuna girmeyince

 Sadık dostum var deme başına bir hal gelmeyince

 Vefakâr karım var deme yok gününü görmeyince

 
 Unu eleyene, kızı dileyene vermeli

 Üzümünü ye, bağını sorma

 Yolcu isen er (erken) git

 Borçlu isen ver git

 Rençber isen herk et (toprak işle)

 Atalar sözü yerde kalmaz

 Ata dostu oğula mirastır

 Alışveriş güldür, çabuk solar

 Başın (canın) sağlığı, dünya varlığı

Büyük evin nimeti, küçük evin ziyneti

 Ev sahibinin aşına değil, kaşına bakılır

 Ustasız zenaat haramdır

 Her adam bir olmaz, her çiçek gül olmaz

İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı

 
İnsanı bir gemi

 Akıl dümeni

 Fikir yelkeni

 Kullan kendini

 Göreyim

 

Kanma kötü sözüne bilse İyisini söyler

 Ağarmadık saç, ağrımadık baş olmaz

 Ağır taş yerinden kalkmaz, yuvarlanan taş yosun tutmaz

 Ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın (karın:insanın kendi, nefsi)

 Ev sahibinin nefesi eve direktir

 Ev dediğin evrendir, ucu dönmez kervandır

 Alma mazlumun ahını, gökten indirir şahini

 Ana baba ne demek bal ile kaymak yemek

 Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş

Ar gitti Mısır’a, namus da ardı sıra

 Kağnı gider de Kayış ne çeker

 Araba devrilince yol gösteren çok olur

 Bana benden olur her ne olursa, başım rahat bulur dilim durursa

 Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır

WELLCOME

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam21
Toplam Ziyaret61389
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.115934.2526
Euro37.625337.7760
Hava Durumu
Reklam

Reklam