Oysa insan gitiği her yerde kendinden bir parça arar,bulursa sıla olur,bulmazsa gurbet...
KÖSEDAĞ EFSANESİ VE DİKİLEN ASKERLER
3 Temmuz 1243 Cuma günü, Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev ordusu ile Baycu Noyan Komutasındaki Moğol ordusunun Köse dağdaki savaşı sonunda Selçuklu ordusunun bozguna uğramasıyla Anadolu kapıları Moğollara açılmıştı. Türk tarihinin bu elemli savaşıyla, Anadolu’da zillet ve feryat dönemi başlamış, Kösedağ; genç, ihtiyar her kesin kalbine bir hüzün dağı olarak yerleşmişti.
Sivas’ın 80 Km doğusunda, Suşehri ovasında bulunan Köse dağ koynundaki efsanelerle bu savaşın hatıralarını taşımaktadır. Halkın inanışına göre bu savaşta şehit düşen Köse Süleyman bir Selçuklu Komutanıdır ve mezarı Kösedağının zirvesinde bulunmaktadır. Tarihi belgelerde böyle bir komutana rastlanmamakla birlikte Danişmentliler döneminde şehit olan bir askere ait olması da muhtemeldir. Köse Süleyman ziyareti 2812 metre yükseklikte, kabir ve namazgahtan oluşur.
Her yıl Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü Köse dağdaki türbe ziyaret edilir ve bu tören bu bölgede yaşayan halk tarafından yıllardır gelenek olarak sürdürülür. Bu törenlerle ilgili olarak hiç kimseye bir çağrı yapılmaz ancak ülkenin her tarafından ve yurt dışından akın akın gelen ziyaretçiler Köse Süleyman’ın kabrini ziyaret eder, adağı bulunanlar kurbanlarını keserler.
Gelen ziyaretçiler ve yöre halkı belirtilen tarihlerde Köse dağının iki yanında soğuk suları bulunan Sakaröküz ve Çataloluk isimli yaylalarda konaklarlar. Kesilen kurbanların etinden yapılan etli pilav ve ayran ile ziyafetler yapılır evliya pilavı yenilir. Çok hasta olup ta gelemeyenlere şifa niyetiyle etli pilav götürülür. Öğlen namazı cemaatla kılınır şehitler için okunan Kuran-ı Kerimler dinlenir. Zirve ile konaklanan yerin arası yaklaşık 1 saat sürer burada ziyaretçiler Köse Süleyman’ın kabri etrafında yedi veya üç defa dönerek ziyaret tamamlanır.
Ziyarete çıkanların yaptığı diğer bir iş ise ziyaretçilerin tabiri ile Asker Dikmektir. Ziyaretçiler dağın yamaçlarında bulunan uzun taşları arkasına bir başka taş koyarak dikerler ve benim yerime asker ol derler. Bilhassa dağın zirvesine çıktıkça bu taştan askerlerin sayısının arttığı görülür. Her yıl başka bir coşkuyla savaş yad edilir. Köse dağ savaşının hatıraları olan ok uçları ve kalkan parçaları çobanlar tarafından bulunduğu söylenmekte olup, Gemin Deresinde bulunan bir savaş zırhı da Müze Müdürlüğünde sergilenmektedir.
Kösedağın dumanlanan başı ile memleketimizin sorunları arasında ilişkiler kurulmuş, 1. Dünya Savaşında, Ruslar Çardaklı’ya girdiklerinde zirveden topların patladığı, Kıbrıs Barış Harekatı ve Kore Savaşlarında dağdan sesler geldiğini akşamları ışıkların saçıldığı söylenmektedir.